10. Sınıf Tarih MEB Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 119 Çözümler (yahyagungor)

10. Sınıf Tarih ders kitabı cevapları her sınıf ve düzeyden öğrencilerin ödevlerine yardımcı olması için paylaşıyoruz. 2019 2020 Eğitim öğretim yılı için okullarda okutulan 10. Sınıf Tarih ders kitabı etkinlik cevapları için bu sayfayı baştan sona inceleyebilirsiniz. Daha iyi anlamanız için her bir etkinliği ayrı ayrı çözümledik. Eklenmesini ve düzeltilmesini istediğin yerler olursa yorum kısmından yazmayı unutmayın.

Sayfanın Cevapları:

10.Sınıf Tarih Ders kitabı MEB yayınları Cevapları sayfa 119

Kendini İlme Tahsis Eden Fâni, Bakidir. 
Zihniyetiyle bir ayağı Şark’ta öteki Garb’ta olan büyük hükümdar Fatih Sultan  Mehmet, ilim adamına gösterdiği emsalsiz ilgi ve sevgi ile ilim adamının fikrî özgürlük ve haysiyetini kurtarmıştı. İstanbul’a ayak basar basmaz, Ayasofya’dan ve papaz odalarından yararlanarak mevcut binalarda, ilk medreseleri açmıştı (Görsel 4.25). Ali Kuşçu, Ali Tusi ve Molla Zeyrek gibi büyük hocaları bu müesseselerin başına getirmişti. Fatih, seferlerde de âlimlerden bir kısmını beraberinde götürür, bazen heyet hâlinde bazen de tek tek onları yanına alır ve gittiği yerlerde boş zamanlarını ilmî sohbetlerle geçirirdi. Fatih, gittiği memleketlerin âlimleriyle de görüşürdü. Padişah; âlimlerin nazını çekmekte, huysuzluk, titizlik, geçimsizlik hatta kıskançlıklarını idare etmekte çok temkinliydi. Onun bu tahammüllü anlayışı, ilmin özgürlüğüne ve şerefine en büyük hizmetti. Onlarla sohbet eder, latifelerde bulunur, bilhassa münazaralara karşı adeta tiryakilik gösterirdi. Padişahın yanına girerken âlimler, teşrifat kurallarına uymak zorunda olsalar da Hatibzade gibi bazı âlimler değil padişahın elini öpmek, huzurunda eğilmezdi. Fatih de bütün bunları hoş görerek müdahale etmezdi. Toplantılarda âlimler oturur, ümera ayakta dururdu. Fatih, fazilet ve irfanı ile şöhret bulan insanları İstanbul’a davet ederek hükûmet merkezini ilim ve fen durağı hâline getirmeye çalışırdı. Bu yoldaki ulvi maksadını gerçekleştirmek için hiçbir fedakarlıktan çekinmez ve hiçbir masraftan kaçınmazdı. Fatih, tıpkı askerî fetihleri gibi bilgi adına açtığı savaşta da bir âlimler, sanatkârlar ordusu tesis etmiş ve bu muhteşem kadronun başına da yine kendisi serdar olmuştu (Ayverdi, 1968, s.58-59’dan düzenlemiştir).
Aşağıdaki soruları metinden yola çıkarak cevaplayınız.
SORU: 1. “Zihniyetiyle bir ayağı Şark’ta öteki Garp’ta” ifadesi ne anlama gelmektedir?
Doğunun ilim ve manevi gücü ile batının ilim ve tekniğini en iyi şekilde birleştirmiş, ufku ve anlayışı geniş büyük bir insan ve değer olduğu anlatılmıştır.

SORU: 2. Fatih Sultan Mehmet’in ilmin özgürlüğü ve şerefine yaptığı en büyük hizmet nedir?
İlim adamının fikrî özgürlük ve haysiyetini kurtarmasıdır.

SORU: 3. “Teşrifat” ne demektir?
Protokol kuralları demektir. Resmi günlerde ve toplantılarda devlet büyüklerinin, kişileri makam ve sıralarına göre kabulü ve ilişkilerde kurallara göre davranma anlamına gelir.

—-

SORU: 4. Fatih’in, İstanbul’un Fethi’nden sonra yaptığı ilk icraatlar neler olmuştur?
İstanbul’a ayak basar basmaz, Ayasofya’dan ve papaz odalarından yararlanarak mevcut binalarda, ilk medreseleri açmış ve Ali Kuşçu, Ali Tusi ve Molla Zeyrek gibi büyük hocaları bu müesseselerin başına getirmiştir.

SORU: 5. Bir devletin bekasında, askerlerden oluşan ordu mu yoksa âlimler ve sanatkârlar ordusu mu daha önemlidir? Neden?
Alimler ve sanatkarlardan ordu daha önemlidir. Çünkü asker belli olan bir düşmanla savaşır. Düşman bellidir.
Alimler ve sanatkarlar ordusu ise cahillik ile savaşır. Cahillik düşmanı içimizden çıkar, önlem alınmazsa yıkıcıdır. Ayrıca alimler ordusu ülkenin diğer ülkelerden bilimde geride kalmamasını sağlar. Bilim askerinde savaşma teknolojini geliştirir.

SORU: 6. Metnin başlığı olan “Kendini ilme tahsis eden fâni, bakidir.” ifadesinin anlamı nedir?
Bu bir hadistir. Bu sözde beka ve devam şartının ancak bilinçli bir bilgi ile olacağı anlatılmıştır.
İlim insan hem dünyada devamlılık hem de ahirette baki bir huzur sağlar.

SORU: 7. Fatih Sultan Mehmet’in ilim alanında ulaşmak istediği en büyük amaç nedir?
İstanbul’u ilim ve fen durağı hâline getirmek en büyük amacıydı.
8. Aşağıdakilerden hangisi toplantılarda âlimler otururken ümeranın ayakta durmasının sebeplerinden biri olabilir?
A) Ulemanın şöhret sahibi olması
B) Yönetici kademelerinin genellikle ilmiye sınıfından seçilmesi
C) Ulemanın devlet kademelerindeki en üst sınıfı oluşturması
D) İlim adamlarına büyük hürmet gösterilmesi

E) Ümeranın devlet kademesinde daha alt seviyede yer alması

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.